Bilen değil yapan kazanır

Bilen değil, yapan kazanır

Stanford Üniversitesinin yaptığı bir araştırmaya göre, davranışlarımızın %94’ünü bilinçaltımız yönetiyor. Bir başka deyişle, davranışlarımızın sadece %6’sını yönetebiliyoruz.

Öte yandan internet bilgiye kolay ulaşmamıza yardımcı oluyor. Yani her şeyi bilen, ancak bildiklerini uygulama sıkıntısı yaşayan insanlar haline geldik. Hepimiz ne istediğimizi biliyoruz. Ancak nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. Bildiklerimizi davranışa dönüştürmekte sıkıntı yaşıyoruz. Sigara içen birisi, zararlarını, kilo fazlası olan herkes vermesi gerektiğini biliyor. İş bunları hayata geçirmekte.

Bunları hayata geçirmek de; “Davranış değişikliği” gerektiriyor. Daha doğrusu, bildiğimiz bir şeyi, davranışımıza da dönüştürebilmek gerekiyor.

Maalesef ki bu konu, toplumumuzun %99’u tarafından fark edilebilmiş değil.

Bu yüzden potansiyelimizi gerçekleştiremiyoruz. Bu yüzden verimli değiliz.

Ne yapmak gerektiğini bir uzman gibi anlatabiliriz. Nutuk çekebiliriz. Sıra bunu yapmaya gelince ise…. fıs…

Hele bir de sürdürülebilir kılmak ise, daha da zor bir hal alıyor.

Verimlilik ve sürdürülebilirliğe odaklanan biri olarak, biz bireylerin, potansiyelimizi gerçekleştirebilmemiz için, bilgiye, bu bilgiyi sorgulamaya, öğrenmeye, uygulamaya ve uyguladığımız şeyi de alışkanlık haline dönüştürmeye ihtiyacımız var. Her bir aşamada, yarısı elense, bilenlerin sadece 16da biri o bilgiyi alışkanlık haline getirebiliyor.

Bu da Stanford Üniversitesinin bulgusunu haklı çıkarıyor. Davranışlarımızın %6’sını bilinçli olarak yönlendirebiliyoruz!

Yani; Bilen değil, yapan kazanır!